Birleşmiş Milletler ajansı, El Niño ve insan kaynaklı iklim bozulmasının birleşerek sıcaklıkları “keşfedilmemiş bir bölgeye” itebileceğini belirtiyor.
Bilim insanlarına göre, dünya neredeyse kesinlikle önümüzdeki beş yıl içinde yeni sıcaklık rekorlarına tanık olacak ve sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerine çıkacak. Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yapılan araştırmaya göre, bu önemli 1.5°C eşiğinin aşılması, bilim insanlarının korkutucu sonuçları olabileceği konusunda uyardığı bir durum.
Birleşmiş Milletler ajansı bu durumun insan faaliyetlerinin küresel iklim sistemine olan etkisinde belirgin bir hızlanmayı gösterdiğini belirtiyor.
Ülkeler, 2015 Paris iklim anlaşması kapsamında, küresel sıcaklıkları sanayi öncesi seviyelerin 1.5°C üzerine çıkarmamak için çaba gösterme sözü vermişlerdi. Bilimsel önerilere göre, bu seviyenin üzerindeki ısınma, artan bir felaket zinciri ve potansiyel olarak geri dönüşü olmayan etkileri tetikleyecektir.
WMO Genel Sekreteri Profesör Petteri Taalas, “Bu rapor, Paris anlaşmasında belirtilen 1.5°C sınırını kalıcı olarak aşacağımız anlamına gelmiyor. Bu sınır uzun yıllar boyunca süren uzun vadeli bir ısınmayı ifade ediyor. Ancak WMO, 1.5°C seviyesini geçici bir şekilde ve artan sıklıkta ihlal edeceğimiz konusunda alarm veriyor.” dedi.
Daha önce küresel ortalama yüzey sıcaklıkları hiçbir zaman 1.5°C sınırını aşmamıştır. Önceki yıllarda en yüksek ortalama, sanayi öncesi seviyelerin 1.28°C üzerindeydi.
1850-1900 ortalama sıcaklık anomalisine göre küresel yakın yüzey sıcaklığı, °C olarak ifade edilir.

El Niño, Büyük Okyanus’ta gelişen dalgalanan bir hava sisteminin bir parçasıdır. Son üç yıldır, dünya La Niña olarak bilinen karşıt fazda bulunuyor ve bu, dünya genelindeki sıcaklık artışlarını sınırlayıcı bir etkiye sahip oldu.
La Niña’nın sona ermesi ve yeni bir El Niño’nun gelişmesiyle birlikte, önümüzdeki beş yıldan en az birinin kaydedilen en sıcak yıl olma olasılığının %98 olduğu belirlenmiştir.

Kutup bölgesi dünya genelinden çok daha hızlı ısınıyor ve bu durum, jet streamı da dahil olmak üzere küresel hava sistemleri üzerinde etkili oluyor. Bu durum, son yıllarda kuzey yarımküre genelinde hava durumunu bozmuştur. Amazon, Orta Amerika, Avustralya ve Endonezya’da bu yıl muhtemelen daha az yağış olacak. Bu durum özellikle Amazon için kötü haber, çünkü bilim insanları, ısınma ve ormansızlaşma arasındaki kısır bir döngünün bölgeyi yağmur ormanından savana benzeri koşullara dönüştürebileceğinden endişe ediyor. Bu durum gezegen için felaketlere yol açabilir, zira büyük ölçüde karbon tutucu olarak işlev gören yağmur ormanlarına güvenilmektedir.
Rapora göre, önümüzdeki beş yıl boyunca Kuzey Avrupa, Alaska, kuzey Sibirya ve Sahel bölgesinde ortalamanın üzerinde yağış olması muhtemeldir.
2023 ila 2027 yılları arasında, küresel yüzey yakını sıcaklığının, 1850-1900 yılları arasından alınan sanayi öncesi ortalama değerin 1.1°C ila 1.8°C üzerinde olması tahmin edilmektedir.
Son yıllarda dünya önemli ölçüde ısınmıştır. Paris anlaşmasının imzalandığı 2015 yılında, ülkelerin küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerin 2°C üzerine çıkarmamayı, mümkünse 1.5°C’de tutmak için çaba göstermelerini gerektiren anlaşma yapıldığında, takip eden beş yıl içinde 1.5°C eşiğinin geçici olarak aşılma olasılığının sıfır olduğu tahmin edilmişti.
Kasım ayında, hükümetler Paris anlaşmasının hedeflerine ulaşma ilerlemesini değerlendirmek üzere Cop28 BM iklim zirvesinde bir araya gelecekler. “Küresel envanter” olarak bilinen bu değerlendirme, sera gazı emisyonlarını bu onyılda %43 azaltma hedefine iyi bir şekilde ulaşmak için gereken yoldan oldukça uzak olduğunu gösterecektir.
Son Yorumlar